19 Mart 2016 Cumartesi

SEVEN SAMURAI (YEDİ SAMURAY)


Asya’nın gelişmesine en çok katkıda bulunan isimlerden biri olan Akira Kurusawa’nın oldukça saygınlık kazanmış filmlerinden sadece biri olan , 1954 yapımı Seven Samurai macera, aksiyon, dram ve savaş türünde bir filmdir.
Aslında Samuray , eski Japonya’da soylu asker sınıfı için kullanılan bir terim olmakla  birlikte köken bakımından eski Japoncada ‘hizmet etmek’ manasına gelen saburau kelimesinden türemiştir. İşte bu bilgiler ışığında filmin konusuna gelecek olursak; oldukça fakir bir köyün sürekli olarak haydutlar tarafından işgal edilmesi , yağmalanması ve köy ahalisinin bu duruma bir çözüm bulması filme genel bir bakış niteliğindedir. Şöyle ki; bir gün köylülerden biri, haydutların hasat vakti gelip köye saldıracaklarını duyar. Bunun üzerine köylü bir olup bu duruma engel olmak için köyün yaşlısı olan Gisaku (Kokuten Kodo)‘ya giderek akıl danışırlar.Gisaku en iyi yolun samuray kiralamaktan geçeceğini düşünmektedir ancak kiralayacakları samuraya verecekleri pek bir şeyleri yoktur. Samuray arayışları bu yokluk yüzünden aksaklıklara, umutsuzluklara yol açsada, yaşlanmakta olan samuray Kambei Shimada (Tahaski Shimura) ile karşılaşmaları onlar için yeniden bir umut ışığı olur. Kambei , köy için gerekli tüm savunma planlarını hazırlayarak  köylüyü büyük bir savaşa hazır hale getirir. Film, savunmanın taaruzdan daha da zor olduğunu göstererek izleyiciyi bir duygu karmaşasının içinde bırakarak sona erer.


F.Ö.: Öncelikle yorumuma son zamanlarda izlediğim en uzun (3 saat 27 dakika) filmdi diyerek başlamak istiyorum.Sıkıldın mı? ya da bu kadar uzun bir film seçtiğine pişman mısın? diye soracak olursanız, kesinlikle HAYIR derim. Müthiş ötesi ve tek kelimeyle dört dörtlük bir filmdi.Aşk, komedi, dram, savaş, felsefe, dönem,... birçok konuya yer vermiş, mükemmel oyunculuklar, mükemmel kurgu ve daha fazlasının da yer aldığı övmekle bitiremeyeceğim bir film.Filmde dikkat ettiğim ve kayda değer gördüğüm birkaç nokta şöyle olacaktır; AÇLIK, kimi zaman insanları bazı şeyleri sorgulamadan yapmaya(kabul edişe) iterken kimi zaman da aç kalmamak uğruna çeşitli dolaplar çevirmeye iter.Yüksek ayarda konuşmak, ses yükseltmek, bağırmak,...kelime kalıplarının hepsi hemen hemen aynı şeye işaret etse de çoğunlukla kullanım yerleri farklıdır.BAĞIRMAK. Evet bağırmak. İçlerinden seçtiğim bu kelimenin özellikle savaş alanlarında askerlerin korkularını yenmeleri ve kendilerini güçlü hissetmeleri için verilen bir komut doğrultusunda gerçekleştirmeleri dışsal ve beraberinde içsel güdülenmeyi de tetikler. Filmde de benzer bir durumun var olduğunu, çaresiz, güçsüz, ve korkak köylülerin hep bir ağızdan bağırarak çaresizlik duygusundan bir an içinde olsa kurtulduklarını görürüz.
Siyah-beyaz film izlemeyi seven , film izlerken kaliteli vakit geçirmek isteyen ve zamanı bol olan herkesin izleyebileceği enfes bir film.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder