25 Nisan 2016 Pazartesi

THE DROP


Bob Saginowski, barmenlik yapan, bir şekilde kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan eski bir suçludur.Kuzeni Marv ile işlettiği bu bar aynı zamanda kara para aklayan bir çetenin teslimatlarının yapıldığı ve sahiplendiği mekandır. Brooklyn’de önemli bir yer olan bu barda aklanan kara paralardan haberleri olmasına rağmen Bob ve kuzen Marv ses çıkarmaz. Bir gece iki hırsız tarafından bardaki paraların çalınmasıyla işler değişir. Çünkü  Çeçen gangster parasını geri almak istemektedir. Bob bir akşam eve dönerken çöplükte duyduğu köpek seslerini takip eder ve acımasızca dövülmüş ve buraya atılmış yavru pitbull cinsi köpeği bulur. Sonra çöp kutularının sahibi Nadia ile tanışır ve köpeğe birlikte yardım ederler. Bu köpek Eric Deeds adında bir katil ve psikopatındır ve Nadia’nın da eski erkek arkadaşıdır. Köpeği ve kız arkadaşını geri almak ister. Bob ise bi taraftan barında yapılacak büyük teslimata hazırlanırken bir taraftan Eric’in tacizlerine maruz kalacaktır.


K.S.=Ben böyle anlatıyorum ya çok bi aksiyon,gangsterler, silahlar, şunlar, bunlar beklemeyin. Film durağan işliyor. Filmin başrolünde Tom Hardy ‘i Bob Saginowski olarak görüyoruz. Diğer ana karakterlerde James Gandolfini ve Noomi Rapace göz dolduruyor. Şimdi ben bu filmi niye izledim? Yanıt: TOM HARDY :) Filmografisine baktım ve kara şövalye-Bane , Locke ve The Drop; bu üç filmin onun açısından yükselme olarak önemli olduğu gibi bi yazı okudum.İçlerinden de The Drop (kara para) ‘ı seçtim  ve gördüğünüz gibi izledim. İlk uzun metraj kurmaca filmi “Boğa” (Bullhead) ile Oscar’a aday olan Michaël R. Roskam, ikinci filmi kara para"dasenaryoyusinemaya da uyarlanan, Gizemli Nehir, Kızımı Kurtarın, Zindan Adası gibi sarsıcı ve akılda kalıcı romanlar yazan Dennis Lehane’a bırakmış. Böyle olunca beklenti arttı doğal olarak. Film gangster filmine göre ağır işliyor biraz. Diyaloglar daha fazla.. Senaryo da yer yer durağanlıklar olsa da oyuncular o kadar usta bir iş çıkarmış ki ortaya; bi yerden sonra gözünüz senaryoyu görmüyo. Kavga niye canım güzel güzel konuşsunlar oluyosunuz. Açıkçası ben Tom’la James hiç susmasın istedim. Tabi Noomi’yi de es geçmemek lazım.. 
























Gansterlere farklı bir bakış açısı ile yaklaşmış. ne kadar sakin  geçsede merakınız ve devam etme isteği size filmi kapattırmıyor. Özellikle Bob’ın sakin hali , tavrı, sesini fazla yükseltmemesi ama neyi nasıl yapması ve söylemesi gerektiğini çook iyi bilmesi birazzz ürpertici.. O kadar sakinki nasıl yaa dedim nasıl yaa kesin bunun sakinliğinden bişey çıkıcak.. kii çıktı da :) Adam psikopat çıktı sonunda.. Spoiler vermiş oldum birazcık ama şok yani sabah kalktığımda hala aklımda o sahne vardı (söylemicem tabi ).
Genel olarak filmi beğendim. Oyunculuklar gerçekten harika. Yukarıda da dediğim gibi senaryoda bazı boşluklar, aksamalar var ama oyunculara o kadar yoğunlaştım ki girdim resmen olayın içine. Rocco da çok tatlıydı tabikii :)

























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder